Blog on Kurdistan & Kurds

For a United and Independent Kurdistan

‘Afedersiniz, Kurdum’ yamuklugu

leave a comment »

29 Ekim Pazar gunu Youtube’de yayinlanan podcastta konuklarim Hafiz Ahmet Turhalli ve Orfi Pervane’ydi. Israil – Filistin catismalariyla baslayan millet – ummet tartismalarina degindigimiz program sonlandirirken aklima dusen “Afedersiniz, Kurdum” diyen bir Kurdluk yorumu oldu. Kurdun muslumani, alevisi ve solcusuyla Turk, Fars ve hatta Araplarin en iyileriyle iliskilenirken gozledigimiz o kendini egip bukme hallerine sanirsam bundan daha iyi bir tanim bulunamaz.

Alevi Kurd alevi Arap degil ama alevi Turk ile iliskilenirken ‘afedersin Kurd’dur. Musluman Kurd musluman Turk veya Arapla iliskilenirken ‘afedersin Kurd’dur. Solcu Kurd Fars veya Turk solcusuyla iliskilenirken ‘afedersin Kurd’dur.

Bu ‘afedersin Kurd’ sozu Tayyip Erdogan’in bir roportajinda kendisine soylenen cirkin sozleri siralarken sarfettigi bir cumleden direk alinti: “Affedersin daha çirkinini söylediler, Ermeni dediler.”

2023’e girerken varoldugunu eylem ve soylem duzeyinde, birbirimiz ve disimizdakilerle ilsikilenmelerimizde var etmekle ugrastigimiz ulkemiz Kurdistan’i bolen anlasmanin Sykes-Picot degil, cok daha uzun bir surecin finali olarak Lozan Anlasmasi oldugunu idrak etmis olduk. Bu anlasma ayni zamanda Turk Devleti’nin kurucu anlasmasidir. Turk Devleti zamanin buyuk devletlerinin anlasmasi uzeri Lozan’da ilan edildikten sonra 29 Ekim 1923’te kendini bagimsiz bir devlet olarak ilan etti. Ilanda Kurdistan yoktu. Yok olmasi bir tarafa, o ilanla Kurdistan yok edilmek istenmisti. Yani Kurd millet ve atalarimizdan devraldigimiz ata topraklarimiz Kurdistan icin en kara bir gun secilecek olsa bu 29 Ekim’dir.

Kurd insanlari bu ilan 100. yilinda ne yazikki iki sok yasadik. Bunlardan biri o kara gunu lanetlemek yerine halen de Kurdistan’in yoklugu uzerine bina edilmesine ugrasilan Turk Devleti’ni ortaklastirmak ve demokratiklestirmekten bahseden HEDEP bildirisi, digeri de Necirvan Barzani ve Sefin Dizayi’nin Hewler’deki Turk konsoloslugunda bu devletin 100. yil ilanini kutlayan pastayi kesmeleriydi. Her ikisi de kutsama eylemiydi ve ne yazik ki her ikisinde de Kurd siyaseti esegi yukleyip yukleyip gecemeyecegi suya sokan ciftci gibi siyasetlerinin bir tarafina su kacirmayi becerdiler.

Bizim artik der duzeyde ipi kopmus bir sekilde gozlenen takiyyecilikten dik durusa gecmemiz gerekiyor. Kurdlugumuzle tanimlanirken bizi Kurd olarak tanimlayanlarla sanki baska birseymis gibi; solcuymus, aleviymis, muslumanmis, Kurdlerin degil de kimbilir kimlere ait bir bolgenin yerel devletiymis gibi “afedersiniz Kurdumcu’ yamuk durustan; bu takiyyeci ve Kurd insanini inciten; yeni nesillerimize curuk bir Kurdluk devreden siyasi duruslardan kurtulmamiz gerekiyor.

Yukaridakini yazarken Amerika Birlesik Devletleri’nin baskenti Washington DC’de AKIN (American Kurdish Information Network) tarafindan organize edilen Turk Devleti’nin Kurdlere irkcilik ve fasizm dolu bir yuzyil yasatmis bu cumhuriyeti protestosuna ozel vurgu yapmak lazim. Siyasetin geriledigi noktada sivil toplum ve Kurd entelektueli, bu ornekte AKIN ve baskani Kani Xulam, siyasi alana mudahele edip olmasi gereken tavri sergileyip bayragin dusmedigini ve dusmeyecegini, Prometeus’un atesi tanrilardan calip insanlara getirmesi misali gosterdi.

Kani Xulam paylasti. Amerikan sair ve yazar Ella Wilcox demis: “Protesto etmemiz gerekirken -susarak gunah islemek, insanlari korkak yapar. Insanlik protesto uzeri tirmandi”.

Sadece konusma degil, yuksek sesle protesto hakkimizi sivil inisiyatif geregi kullanmamiz gerekir. Kani Xulam bu konuda hepimize ornek. Herbirimizin yapabilecekleri var. Elimizi tasin altina koymali, dusuncelerimizi soze, sozlerimizi eyleme dokmeliyiz.

Written by M. Husedin

30 October 2023 at 6:59 PM

Posted in Uncategorized

Leave a comment